Sağlıklı Bir Ruh, Dengeli Bir Hayat...
KLİNİK PSİKOLOG
Nilgün SALTAŞ
Psikoterapi, insan ruhunun derinliklerine inerek, bireyin zihinsel ve duygusal dengesini sağlamayı amaçlayan bir yolculuktur. Bu terapi süreci, sadece ruhsal iyileşme ve denge arayışını değil, aynı zamanda kişinin içsel çatışmalarını çözme, bu çatışmalarla başa çıkma becerilerini geliştirerek bireyi hayatın zorluklarına karşı daha güçlü hale getirmeyi hedefler. Psikoterapi, kişinin kendi içindeki huzuru bulmasına, kendisini yeniden tanımasına ve yaşamına daha sağlıklı bir perspektifle devam etmesine olanak tanır. Bu sürecin en önemli bileşeni, kişiler arası ilişkilerin iyileştirilmesi ve bireyin kendisiyle barışık bir şekilde dünyaya bakabilmesidir.
Bu bağlamda, psikoterapi yalnızca var olan sorunları ele almakla kalmaz, aynı zamanda kişinin içsel güçlerini keşfetmesine ve duygusal olarak daha sağlam bir zemin oluşturabilmesine imkan sağlar; bireylerin yalnızca mevcut ruhsal problemlerini çözmesini değil, aynı zamanda yaşam boyunca karşılaştıkları zorluklarla daha etkin başa çıkabilmelerini sağlayacak becerilerin kazandırılmasını hedefler. Psikoterapi, bu amacını, güven temelli bir ilişki kurarak, terapötik sürecin her aşamasında danışanın kendini ifade etme yeteneğini ve ruhsal dayanıklılığını artırarak gerçekleştirir. Bu ilkelerle danışanların psikolojik sağlığını ön planda tutarak, bilimsel bir yaklaşım ve etik değerlerle hizmet sunmayı ilke edinmiş bulunuyoruz.
Çalışma Alanlarım
Eğitimler ve Sertifikalar:
EMDR (Göz Hareketleriyle Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme), travma, anksiyete, depresyon, yas, fobiler ve diğer ruhsal rahatsızlıkların tedavisinde kullanılan, bilimsel olarak kanıtlanmış bir psikoterapi yöntemidir. Bu terapi, özellikle geçmişte yaşanan travmatik anıların etkilerini azaltmaya ve bireyin sağlıklı bir şekilde iyileşmesine yardımcı olmaya odaklanır.
EMDR terapisi, beynin bilgiyi işleme sürecini destekleyerek, rahatsız edici anıların olumsuz etkilerini azaltmayı amaçlar. Travmatik olaylar bazen beynin doğal iyileşme mekanizmasını engelleyebilir ve kişi, olayın duygusal yükünü uzun süre taşıyabilir. EMDR, bu tür anıların yeniden işlenmesini sağlayarak bireyin geçmişiyle daha sağlıklı bir bağ kurmasına yardımcı olur.
Terapide, danışan geçmişte yaşadığı travmatik anıları hatırlarken terapistin yönlendirdiği çift taraflı uyarımlara (göz hareketleri, dokunma veya ses) odaklanır. Bu teknik, beynin anıları yeniden işlemesine ve olumsuz duygusal tepkilerin zamanla azalmasına olanak tanır. Amaç, travmatik anıların tamamen silinmesi değil, bireyin bu anılarla daha sağlıklı bir şekilde başa çıkmasını sağlamaktır.
EMDR terapisi, bireylerin travmalarını işleyerek kendileriyle ilgili daha olumlu inançlar geliştirmelerine yardımcı olur. Hızlı ve etkili sonuçlar vermesi, EMDR'yi diğer terapi yöntemlerinden ayıran önemli bir özelliktir. Dünya çapında birçok terapist tarafından uygulanan bu yöntem, güvenilirliği ve başarısı ile ön plana çıkmaktadır.
Travma psikolojisi, bireylerin yaşadığı travmatik olayların zihinsel, duygusal ve fiziksel etkilerini inceleyen bir alandır. Travma, ani ve beklenmedik bir olay sonucu ortaya çıkabileceği gibi, uzun süre devam eden olumsuz deneyimlerin birikimiyle de oluşabilir. Doğal afetler, kazalar, kayıplar, şiddet veya istismar gibi olaylar, bireyde derin psikolojik izler bırakabilir ve günlük yaşamını olumsuz etkileyebilir.
Travmatik olaylar, beynin tehdit algısını artırarak kişinin stres tepkisini sürekli olarak aktif tutabilir. Bu durum, anksiyete, depresyon, uyku bozuklukları, öfke kontrol sorunları ve sosyal izolasyon gibi psikolojik belirtilere yol açabilir. Travmanın etkilerini anlamak ve yönetmek, bireyin ruhsal sağlığını koruyabilmesi açısından büyük önem taşır.
Stres yönetimi, travma sonrası iyileşme sürecinde önemli bir rol oynar. Düzenli egzersiz yapmak, nefes teknikleri uygulamak, meditasyon ve farkındalık çalışmaları gibi yöntemler, sinir sistemini dengeleyerek bireyin stresle başa çıkmasına yardımcı olabilir. Ayrıca sosyal destek almak, duygularını ifade edebilmek ve profesyonel terapi hizmetlerinden faydalanmak, travmanın olumsuz etkilerini azaltmada etkili yöntemler arasındadır.
Psikofarmakoloji, ruhsal hastalıkların tedavisinde kullanılan ilaçların beyin ve sinir sistemi üzerindeki etkilerini inceleyen bilim dalıdır. Depresyon, anksiyete, bipolar bozukluk, şizofreni ve obsesif-kompulsif bozukluk (OKB) gibi psikiyatrik rahatsızlıkların tedavisinde psikofarmakolojik ilaçlardan faydalanılır. Bu ilaçlar, beyin kimyasını düzenleyerek bireyin ruh halini, düşüncelerini ve davranışlarını olumlu yönde etkileyebilir.
Psikofarmakolojik ilaçlar, genellikle nörotransmitter adı verilen beyin kimyasallarını hedef alır. Serotonin, dopamin, norepinefrin ve GABA gibi nörotransmitterlerin dengesizliği, ruh sağlığı sorunlarının ortaya çıkmasına neden olabilir. Antidepresanlar, anksiyolitikler, antipsikotikler ve duygudurum düzenleyicileri gibi ilaçlar, bu kimyasal süreçleri düzenleyerek semptomları hafifletmeyi amaçlar.
Bu ilaçların etkili olabilmesi için düzenli kullanımı önemlidir. Ancak her bireyin biyolojik yapısı farklı olduğundan, ilaçların etkisi kişiden kişiye değişebilir. Bu nedenle psikofarmakolojik tedavi süreci, bir psikiyatrist tarafından dikkatle takip edilmelidir. Yan etkiler ve ilaçların uzun vadeli etkileri de göz önünde bulundurularak, bireyin ihtiyaçlarına uygun tedavi planı oluşturulmalıdır.
Psikofarmakoloji, psikoterapi ile birlikte kullanıldığında daha etkili sonuçlar verebilir. İlaç tedavisi, bireyin ruhsal durumunu dengeleyerek terapiden daha fazla fayda sağlamasına yardımcı olur.
Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT), bireyin düşünce, duygu ve davranışları arasındaki ilişkiyi anlamasına ve olumsuz düşünce kalıplarını değiştirmesine yardımcı olan, bilimsel temellere dayalı bir psikoterapi yöntemidir. Depresyon, anksiyete, obsesif-kompulsif bozukluk (OKB), travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) ve fobiler gibi birçok psikolojik rahatsızlığın tedavisinde etkili bir yöntem olarak kullanılır.
BDT’nin temel prensibi, bireyin olayları algılama biçiminin duygularını ve davranışlarını etkilediğidir. Olumsuz ve işlevsiz düşünceler, kişinin kaygı, üzüntü veya öfke gibi duygularını yoğunlaştırabilir ve sağlıksız davranışlara yol açabilir. BDT, bu düşünce kalıplarını fark etmeyi, sorgulamayı ve daha sağlıklı düşünceler geliştirmeyi amaçlar.
Terapi sürecinde birey, terapistin rehberliğinde kendisini olumsuz etkileyen düşünce ve inançları belirler. Daha sonra bu düşüncelerin ne kadar gerçekçi olduğunu değerlendirerek alternatif, daha dengeli bakış açıları geliştirmeye çalışır. Ayrıca, bireyin kaçınma veya aşırı tepki gösterme gibi işlevsiz davranışlarını değiştirmeye yönelik teknikler de uygulanır.
BDT, kısa süreli ve yapılandırılmış bir terapi yöntemidir. Genellikle 8-20 seans arasında tamamlanır ve bireyin terapide öğrendiği becerileri günlük yaşamına uygulaması teşvik edilir. Bilimsel olarak etkinliği kanıtlanmış olan BDT, bireyin kendi düşüncelerini yönetme becerisini geliştirerek uzun vadeli psikolojik iyilik halini destekler.
Motivasyonel Görüşme (MG), bireylerin değişim konusunda içsel motivasyonlarını artırmayı amaçlayan, yönlendirici ancak destekleyici bir danışmanlık tekniğidir. Özellikle bağımlılıklar, sağlıksız yaşam alışkanlıkları, depresyon, anksiyete ve kronik hastalık yönetimi gibi konularda etkili bir yöntem olarak kullanılır.
MG’nin temel amacı, bireyin değişime direnç göstermeden kendi iç motivasyonunu keşfetmesini sağlamaktır. Klasik danışmanlık yöntemlerinden farklı olarak, bireyin kendini yetersiz veya suçlu hissetmesine neden olmadan değişime açık olmasını teşvik eder. Bu süreçte terapist, bireyi yönlendirmek yerine onun değişim sürecine dair farkındalığını artırmasına yardımcı olur.
Motivasyonel Görüşme Teknikleri
Açık Uçlu Sorular Kullanma:
- Bireyin kendi düşüncelerini ve duygularını keşfetmesini sağlar.
- Örneğin: "Değişim konusunda ne düşündüğünü anlatabilir misin?"
Yansıtıcı Dinleme:
- Bireyin söylediklerini özetleyerek ve duygularını yansıtarak empati kurar.
- Örneğin: "Değişmek istiyorsun ama nereden başlayacağını bilemiyorsun, doğru mu?"
Onaylama ve Destekleyici Yaklaşım:
- Bireyin güçlü yönlerini vurgulayarak kendine olan güvenini artırır.
- Örneğin: "Bu konuda düşünmeye başlaman bile büyük bir adım."
Özetleme:
- Görüşme sürecinde bireyin söylediklerini toparlayarak farkındalığını artırır.
- Örneğin: "Yani sağlığını iyileştirmek istiyorsun ama alışkanlıklarını değiştirmek konusunda kaygıların var."
Değişim Konusundaki Çelişkileri Ortaya Çıkarma:
- Bireyin mevcut durumu ile ulaşmak istediği hedefler arasındaki farkı görmesine yardımcı olur.
- Örneğin: "Şu an alışkanlıklarını değiştirmek zor geliyor ama sağlıklı bir yaşam istiyorsun, değil mi?"
Motivasyonel görüşme, bireyin kendi iç motivasyonunu keşfetmesini sağlayarak sürdürülebilir değişimi destekler. Yargılayıcı olmayan, saygılı ve destekleyici bir yaklaşımla bireyin değişime olan direncini azaltır ve kendini daha güçlü hissetmesine yardımcı olur. Bu yöntem, terapi, sağlık koçluğu ve danışmanlık süreçlerinde etkili bir şekilde kullanılmaktadır.
Terapi Süreci
Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT), bireyin düşünce, duygu ve davranışları arasındaki ilişkiyi anlamasına ve işlevsiz düşünce kalıplarını değiştirmesine odaklanan bilimsel temelli bir psikoterapi yöntemidir. Bu yaklaşım, bireyin yaşadığı psikolojik zorluklarla başa çıkmasını sağlarken, problemlere yönelik daha sağlıklı düşünce ve davranışlar geliştirmesine yardımcı olur.
BDT, danışanın mevcut sorunlarını çözmeye yönelik yapılandırılmış bir süreç sunar. Seanslar boyunca bireyin olumsuz otomatik düşüncelerini fark etmesi, bunları sorgulaması ve daha işlevsel düşünce biçimleri geliştirmesi hedeflenir. Aynı zamanda danışanın günlük yaşamında karşılaştığı zorluklara yönelik pratik beceriler kazanması teşvik edilir.
Tanışma Seansı
Danışanın ihtiyaçlarını anlamak ve terapi sürecine dair bilgi vermek amacıyla 15 dakikalık ücretsiz bir ön görüşme yapılır. Bu görüşmede danışanın beklentileri değerlendirilerek kişiye özel bir terapi planı oluşturulur.
Seans Formatı
Seanslar hem online hem de yüz yüze gerçekleştirilmektedir.

Yazılar ve Makaleler
Manipülasyon Görünmez, Fark Edilir
Zihin çok enteresan… Beynimiz , eksikleri anında tamamlama ihtiyacı duyar, çünkü belirsizlik kadim bir tehlike kaynağıdır insan için, boşlukları da bir an önce doldurur o yüzden, ne ile dolduruyor bu boşlukları peki, tabii ki bildiği veya deneyimlediği ile… Peki mutlak doğru mudur bildiği…? Manipülasyon nasıl işliyor; mutlak doğru sandığı, aynı zamanda insanın en büyük aldanışıdır […]
Pandemide Evlilik
Kabaca bir hesap yaparsak; yakın zamana kadar aralarından biri ya da ikisi çalışıyorsa ,eşlerin günlük birbirini görme süresi ortalama 5 saati aşmazken, şu anda fazladan 12 saat daha aynı evin içinde birarada oturmak zorundalar. Fakat zihin alıştığı düzeni arar…Neden?- Çünkü insan hayatta kalmak için bildiği, etüt ettiği, güvendiği yöntemi uygulamaya güdülenmiştir ve zihinsel davranış şemaları […]
Sanal Kumarın Ardındaki Tehlikeler!
Bağımlılık; beyindeki ödül merkezinin sık aralıklarla, aşırı uyarılması sonucu beyindeki nörotransmitterlerin dengesiz salınımına neden olan ve beyinde un hastalık durumuna gelmiş bir işleyiştir. Bir maddenin ya da davranışın psikolojik, fiziksel ya da sosyal sorunlara yol açmasına rağmen, kullanımına devam edilmesi, bırakma isteği olduğu halde bırakılamaması ve maddeyi alma ya da davranışı yapma isteğine engel olunamaması […]
İletişim
Telefon: +90 505 894 0576
E-posta: bilgi@nilgunsaltas.com
Adres: Erenköy Mah. Fahrettin Kerim Gökay Cad. No:276 , Daire: 7 Erenköy/Kadıköy-İstanbul